Hackathon Birinciliğinin Hikayesi

4 yıl önce

Katılsak mı katılmasak mı arasında kaldığımız Here & Locial Hackathon'a nihayet katılma kararı alarak formu doldurmuştuk. Malum işlerimizin yoğunluğu, yapılacak işler derken başvurumuz onaylanmış ve katılma kararı almıştık. Ben, İbrahim Sanduvaç ve Mustafa Savun olarak üç kişi olarak katıldığımız yarışmada, yarışma ortamında "beni kovsanız da artık sizinleyim" deyip bize dahil olan Halil İbrahim Çapa ile de  tam dört kişilik bir ekip olmuştuk.

Katılsak mı katılmasak mı arasında kaldığımız Here & Locial Hackathon'a nihayet katılma kararı alarak formu doldurmuştuk. Malum işlerimizin yoğunluğu, yapılacak işler derken başvurumuz onaylanmış ve katılma kararı almıştık. Ben, İbrahim Sanduvaç ve Mustafa Savun olarak üç kişi olarak katıldığımız yarışmada, yarışma ortamında "beni kovsanız da artık sizinleyim" deyip bize dahil olan Halil İbrahim Çapa ile de  tam dört kişilik bir ekip olmuştuk.

24 saatlik bir zaman diliminde HERE API kullanarak bir uygulama geliştirecek ve bunu hazırladığımız bir sunumda jüri ekibine sunacaktık. M. Emin Sandıklı, Semra Memiş, Uğur Osmanlıoğlu, Salih Zeki Çimen gibi sektörden uzman kişilerin olduğu jüri ekibinin yanı sıra seçkin mentörlerle yarışma başladı. Öncelikle güzel bir iş fikri bulmalı akabinde görev dağılımı ile çalışmalara başlamalıydık.

 

Ekip lideri olarak görev paylaşımını yaptım. HERE API konusunda çok tecrübesiz olduğum için iki İbrahim'e API geliştirme ve entegrasyon konusunda çalışma görevini aktardım. Öte yandan rekabet analizini yapmak, buna göre sunum hazırlamak ve içerikleri oluşturma görevini de Mustafa Savun'a vermiştim. Ben de mobil ve yönetim panelini hazırlayacak yani frontend ve backend mimarisini üstlenecektim.

 

Bir Vücut Düşünün…

Evet, iş fikrimizi oluşturan cümle tam olarak da bu idi. Bir vücut düşünün herhangi bir yerinde bir yara oluştuğu zaman tüm vücut seferber olur ve o yarayı iyileştirir.

 

Peki, bir şehirdeki ihbarlara karşı oluşan sorunlara karşı şehir planlamasının aynı şekilde çalışması sağlanabilir miydi? Öte yandan asılsız ihbarların önlenmesi için bir yöntem geliştirilebilir miydi?

 

İşte buradan yola çıkarak harika bir fikir olarak tanımladığımız akıllı şehir uygulamamızı yapma kararı aldık. Kullandığımız yöntemler basit ve kaynak tüketimi az olmalıydı. Değerli mentörümüz Bora Kasap'tan da katkılar alarak önce logomuzu oluşturduk, akabinde isim arayışına girdik. Nihayet  "communication" ve "care" kelimelerinin birleşiminden oluşan "Communicare" isminde karar kıldık.

Yarışmanın başlamasından birkaç saatlik zaman geçmişti. Yaklaşık 60 kişilik bir katılımcı kendi masalarında kendi ekibiyle hummalı bir şekilde çalışmalarını gerçekleştiriyor, canhıraş bir şekilde projelerini tamamlamaya çalışıyordu.

Biz de kendimize atadığımız görevlerimizi elimizden geldiğince yapmaya çalışıyor, bir yandan da mentörlere yaptığımız işi anlatıyor, geldiğimiz nokta itibariyle takdirle karşılanıyorduk.

 

Saatler gece yarısını gösterdiğinde ben eve doğru yol aldım. Ekibim geceyi orada geçirecekti. Sunum sözcüsü ben olduğumdan yarınki sunuma iyi hazırlanmam gerekti. En son gittiğimde çoğu şey yarımdı ve ne API ne de mobil uygulama tam randımanlı çalışıyordu.

 

Sabahın erken saatlerinde tekrar yarışmanın olduğu yer olan GAUN Kültür Kafe'ye geldim. Birçok kişi bulduğu bir yere yayılmış dinleniyordu. Ancak uyumaya vakit yoktu daha yapacak çok işimiz vardı.

 

API entegrasyonunda toplamda 632 satır kod yazılmış ve en yakın devriye aracı olay mahalline ulaştırılması başarılmıştı. Öte yandan bunun "waypoint"ler üzerinden simülasyonu yapılmış harita üzerinde gösterime sunulmuştu. Mobil uygulama tarafından gelen ihbarın yüksek çözünürlüklü fotoğrafı sunucuya transfer edilebilmiş ve ihbar merkezi yönetim paneli uygulamasına GPS verileri ile birlikte aktarılmıştı. Uygulama genel anlamda çalışıyordu. Şimdi sıra sunumdaki eksiklikler, ekran görüntüleri vb. çalışmalara geldi. Eksiklikler giderildikten sonra bol bol antrenman yaptık. Çünkü maksimum 5 dakikamız vardı jüri önünde.

 

15 ayrı ekibin katıldığı yarışmada sunum sıramız 14. olarak belirlenmişti. Derken sunumlar başladı, jüri ile beraber tüm katılımcılar sunumları izledik. İçlerinde güzel fikirler olan çok sayıda proje geliştirilmişti. Sıra bize geldiğinde ise ekip olarak projeksiyon önüne geçip sunumumuzu yaptık.

Çok iyi hazırlandığım sunumu tam istediğim gibi yapamamıştım. Öte yandan sorulan sorulara verdiğim uzun cevaplar jürinin tepkisine yol açmıştı.

 

Ben herhalde en iyi üçüncü oluruz diye düşündüm. Biraz da moralim kötüydü ancak dışarıda bizi görenler "benim favorim sizsiniz gerçekten güzel hazırlanmışsınız ve sunumunuz harikaydı" ortak tepkisini vermişti. Ancak ben yine de başaracağımızı sanmıyordum. Fakat İbrahim Sanduvaç "abi benim hissiyatım kuvvetlidir, kesin birinciyiz" demişti.

 

Bir ara masaya oturduk ve ekibimle genel bir değerlendirme yaptık. Ben orada ekibime "buradan çıkacak sonuç her ne olursa olsun, biz buradaki özverili çalışmamızı bundan sonraki çalışmalarda da göstermeliyiz. Göstermeliyiz ki harika işleri başarmış olalım. Biz buraya birinci olmaya değil, bir mesaj vermeye geldik. Hem kendimize, hem çevremize. Verdiğimize inanıyorum." dedim.

 

Derken yarışmanın açıklanacağı vakit geldi ve üçüncü okundu. Biz yoktuk, ikinci okundu biz yoktuk ve birinci olarak ismimiz okunduğunda büyük bir sevinç ile sahnenin yolunu tuttuk. Alkışlar ve tüm gözler bizim ekibimizdeydi. Başarmıştık. Jüri üyelerinden M. Emin Bey "normalde bir firma olarak -1 de başladınız. Ancak gösterdiğiniz hummalı çalışma gerçekten yeni mezun olmuş bir ekip edasıylaydı. Konsantrasyonunuz ve çalışmanız gerçekten takdire şayandı" yanıtını vermişti.

Bu güzel etkinlik için Gaziantep Teknopark çalışanlarına şükranlarımızı bildiririz.

 

 

More Posts